Uyuşturucu Madde Ticareti - Gizli Soruşturmacı - Hukuka Aykırı Delil
I. Bilgilendirme
TCK m. 188/3'de " Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır." düzenlemesi mevcuttur. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına girmektedir. Asliye Ceza Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesi, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi gibi mahkemelerin görev alanına giren suçlarda; sanığın veya SSÇ'nin ( Suça Sürüklenen Çocuk) bir müdafi ( CMK m.2'ye göre şüphelinin veya sanığın ceza mahkemesinde savunmasını yapan avukat ) ile kendini temsil etmesi son derece önemlidir. Toplum genelinde ceza avukatı olarak bilinen avukatlığın, kanunen bir dayanağı bulunmamaktadır ancak kendisini ceza avukatı olarak nitelendiren kişiler, genellikle bu alanda uzmanlaşmışlardır. Son derece ciddi hapis cezalarının öngörüldüğü bu yargılamalarda; ceza davalarında uzmanlaşmış '' ceza avukatı " olarak tabir edilen avukatlarla çalışmak hayati derecede önemlidir.
II. Kararın Özü
Adil bir ceza yargılama sürecinde bireylerin temel haklarına saygı gösterilmeli ve soruşturma süreci hukuki bir zeminde yürütülmelidir. Gizli soruşturmacının suç işlemesi veya suç işlemeye teşvik etmesi; gizli soruşturmacının elde ettiği delilleri hukuka aykırı hale getirebilir. Hukukun uygulanmasında hukuka uygun olmayan bir zeminin üzerine meşru bir bina inşa edilemez. Dosyadaki hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirme dışı tutulması halinde, genellikle sanığın cezalandırılmasına imkân bulunmamaktadır. Hal böyleyken gizli soruşturmacıların kullandığı her hukuka aykırı yöntem, suçla mücadele yönündeki kutsal amacı gölgeleyecektir. Uyuşturucu madde alıcısı olarak davranan gizli soruşturmacılarının, sokakta gördükleri ve suç işleme iradesi olmayan sanığı suça teşvik etmeleri hukuka aykırıdır. Metamfetamin temin eden sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatine karar verilmesi gereklidir.
III. Yargıtay Kararının Tamamı
T.C.
YARGITAY
ONUNCU CEZA DAİRESİ
Esas: 2021/16961
Karar: 2023/5881
Tarih: 22.06.2023
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.04.2021 tarihli ve 2021/68 Esas, 2021/158 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 16.660,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 24.06.2021 tarihli ve 2021/1371 Esas, 2021/1198 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümdeki adli para cezasının infazı nedeniyle tespit edilen hukuka aykırılık düzeltilerek, hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; hüküm, hukuka uygun bulunduğundan sanık ve müdafilerinin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesi nedeniyle temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafilerinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
2. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
3. Delillerin hukuka aykırı şekilde toplandığına,
4. Delil değerlendirmesinin hatalı yapıldığına,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık hakkında alınan gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme kararına dayanılarak yapılan çalışmalarda takibi yapılan sanıktan gizli soruşturmacılar tarafından 100,00 TL karşılığında 1 gram ağırlığında metamfetamin maddesi satın alındığı, bu alıma ilişkin gizli soruşturmacılar tarafından gizli kamera ile video çekimi yapıldığı ve 04.12.2020 tarihli tutanak tanzim edilerek yapılan faaliyetin kayıt altına alındığı, dosya içerisinde yer alan videonun bulunduğu CD'nin duruşmada bilgisayar ortamında açılarak izlendiği, gizli soruşturmacı görevlendirme kararlarının 5271 sayılı Kanun'un 139 uncu maddesi gereğince hukuka uygun olduğu, adli kolluk görevlisi olduğu tespit edilen gizli soruşturmacıların "suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama" konusunda faaliyette bulunabilecekleri, tutanak düzenleyicilerinin tutanak içeriklerinin doğru olduğunu ve altındaki imzaların kendilerine ait olduğunu kabul ettikleri, sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arz etme” seçimlik hareketini oluşturduğu gerekçesiyle sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince adli para cezasının infazı nedeniyle tespit edilen hukuka aykırılık düzeltilerek İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
5271 sayılı Kanun'un "Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi" başlıklı 139 uncu maddesinin birinci fıkrasında; "Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi hâlinde, kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye hâkim tarafından karar verilir." denilmektedir.
İlgili yasa maddesi gereğince, gizli soruşturmacılar suç ve failini belirlemek ve suçla ilgili delil temin etmek için kişileri suça azmettirmeden veya teşvik etmeden bilgi toplayabilecektir. Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine dair karar, gizli soruşturmacı alım tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre; alıcı olarak davranan gizli soruşturmacıların sanığı sokakta görmeleri üzerine, kendilerine suça konu uyuşturucu maddeleri temin etmesi için sanığın yanına giderek bir müddet konuşulduktan sonra malzeme olup olmadığını sordukları, varsa alacaklarını söylemesi üzerine sanığın üzerinde malzeme olarak met (metamfetamin) olduğunu söylemesini müteakiben alıcı görevlilerin sanığı araca davet ettikleri ve sanığın aracın sağ ön yolcu kapısını açarak koltuğun üzerine beyaz poşete sarılı haldeki metamfetamini bıraktığı ve 100,00 TL parayı gizli soruşturmacılardan aldığı olayda gizli soruşturmacıların yalnızca pasif bir şekilde suç teşkil eden eylemi incelemekle sınırlı kalmayıp bir sonuca ulaşmak için yani kanıt toplamak amacıyla sanığın suç teşkil eden bir eylem hazırlığında olmadığı aşamada suça teşvik edecek nitelikte uyuşturucu madde isteyerek sanığın iradesi üzerinde etkili oldukları ve bu nedenle elde edilen delillerin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu, hukuka aykırı delillerin de hükme esas alınamayacak olması nedeniyle sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde 1 ve 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle sanık ve müdafilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 24.06.2021 tarihli ve 2021/1371 Esas, 2021/1198 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.06.2023 tarihinde karar verildi.
Yazı Kategorisi: Ceza Hukuku, Ceza Muhakemesi Hukuku, Yargı Kararları